ABD federal yönetimi, çevre politikaları kapsamında benzinli araçların yasaklanmasını planlayan bazı eyaletlerin girişimlerini engelleme kararı aldı. Alınan bu karar, elektrikli araç dönüşümünü yavaşlatacağı endişesiyle çevrecilerin tepkisini çekerken, otomotiv sektörü açısından ise önemli bir rahatlama olarak değerlendiriliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde çevre dostu politikalar ile bireysel eyalet hakları arasında giderek artan bir gerilim yaşanıyor. Son olarak ABD federal hükümeti, bazı eyaletlerin benzinli otomobillere yönelik yasaklama planlarını durdurma yönünde bir adım attı. Özellikle Kaliforniya ve New York gibi çevreci politikalarıyla bilinen eyaletlerin 2035 sonrası içten yanmalı motorlu araçların satışını kısıtlayıcı yasa tasarılarına karşı, federal düzeyde yasal düzenleme önerisi getirildi.
Federal Yönetim Neden Müdahale Etti?
ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), bu müdahalenin gerekçesini “ekonomik istikrar” ve “teknolojik geçiş sürecinin yönetilebilirliği” olarak açıklıyor. Ajans yetkililerine göre, eyaletlerin kendi başlarına aldığı yasak kararları, otomotiv sektöründe kaotik bir tablo oluşturabilir ve tedarik zincirini zora sokabilir.
Buna göre, eyaletler bazında uygulamaya sokulmak istenen bu yasaklar, ulusal çapta üretim planlarını ve tüketici davranışlarını öngörülemez hâle getiriyor. EPA, tüm ülkede geçerli olacak kademeli bir geçiş planının daha sürdürülebilir olduğunu savunuyor.
Otomotiv Sektöründen Destek
Federal müdahaleye en büyük destek, kuşkusuz otomotiv üreticilerinden geldi. Özellikle Ford, General Motors ve Stellantis gibi büyük üreticiler, farklı eyaletlerde farklı kurallarla karşılaşmanın üretim süreçlerini karmaşıklaştıracağını ve maliyetleri artıracağını belirtiyor.
Bu firmalar, elektrikli araçlara geçişe destek vermekle birlikte, bu geçişin “gerçekçi bir zaman çizelgesi” içinde yapılmasını savunuyor. Ayrıca, şarj altyapısının yetersizliği ve batarya tedarik sorunları da ani geçişin önündeki en büyük engeller arasında yer alıyor.
Çevreci Gruplardan Tepki
Öte yandan çevreci örgütler bu gelişmeye sert tepki gösterdi. Greenpeace USA ve Sierra Club, eyaletlerin çevreyi koruma adına aldığı bağımsız önlemlerin federal düzeyde engellenmesini “iklim kriziyle mücadelede geri adım” olarak nitelendirdi.
Bu gruplara göre, bireysel eyaletlerin daha agresif çevre politikaları izlemesi, federal hükümetin belirlediği asgari standartların ötesine geçilmesini sağlıyordu. Alınan karar, karbon emisyonlarının düşürülmesini geciktirecek bir engel olarak görülüyor.
Hukuki Süreç Başladı
Kaliforniya Eyaleti Valisi Gavin Newsom, alınan karara karşı yasal yollara başvuracaklarını duyurdu. Valilik tarafından yapılan açıklamada, eyaletlerin Anayasa tarafından tanınan kendi çevre düzenlemelerini yapma hakkının ihlal edildiği savunuldu.
Böylece federal hükümet ile eyaletler arasındaki bu yetki çatışması, muhtemelen Yüksek Mahkeme’ye taşınacak ve uzun bir hukuki mücadeleye konu olacak.
ABD’de Elektrikli Araç Geçişi Ne Durumda?
Son verilere göre ABD’de satılan her 10 araçtan 1’i elektrikli. Tesla, pazardaki lider konumunu korurken, diğer üreticiler de elektrikli modellerini artırmaya devam ediyor. Ancak bu oranın Avrupa ve Çin’e kıyasla hâlâ düşük olduğu vurgulanıyor.
Şarj istasyonu altyapısı ise büyük şehirlerde gelişmiş durumda olsa da kırsal bölgelerde yetersiz kalıyor. Bu da elektrikli araçlara geçiş sürecini yavaşlatan önemli faktörlerden biri olarak gösteriliyor.
Benzinli Araçlar Ne Zaman Tarih Olacak?
Her ne kadar bazı eyaletler 2035 yılı itibarıyla benzinli araçların satışını durdurmak istese de federal düzeyde böyle bir tarih belirlenmiş değil. Başkan Joe Biden yönetimi, 2050 yılına kadar karbon nötr bir ulaşım sistemi hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda, 2030 yılına kadar yeni araç satışlarının %50’sinin elektrikli olması öngörülüyor.
Bu planlar dâhilinde çeşitli teşvikler de sunuluyor:
- Elektrikli araç alımlarında vergi indirimi
- Yerel yönetimlerin şarj istasyonu yatırımlarına destek
- Araç dönüşüm projelerine fon sağlanması
Ancak tüm bu adımlar, ülke genelinde eş zamanlı ve dengeli bir geçiş gerektiriyor. Federal hükümet, tam da bu gerekçeyle eyaletlerin bağımsız hareket etmesini sınırlamak istiyor.
ABD’nin benzinli araç yasaklarına karşı aldığı bu tutum, çevre politikalarının sadece doğaya değil, aynı zamanda ekonomiye, hukuka ve teknolojiye nasıl entegre edilmesi gerektiği konusundaki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Önümüzdeki süreçte hem yasal gelişmeler hem de otomotiv sektöründeki stratejik kararlar, bu dönüşümün hızını ve yönünü belirleyecek.